Finansal piyasalarda, beklentiler genellikle gerçeklerden daha fazla piyasa hareketlerini etkiler. Temmuz ayında, Eylül'de bir faiz indirimi olacağının kesin olduğunu öngörmüştüm. Ancak, genel görüşün aksine, Eylül'de piyasada bir geri çekme olacağını, yükseliş değil.

Bu değerlendirme birkaç ana faktöre dayanmaktadır. Öncelikle, Eylül ayı üçüncü çeyreğin kapanış ayı olarak, bu çeyrekte kaydedilen dikkate değer yükseliş göz önüne alındığında, son ayda belirli bir geri çekme olasılığı yüksektir ve bu, dördüncü çeyrek olan Ekim ve Kasım aylarındaki potansiyel pump için hazırlık yapacaktır.

İkincisi, mevcut piyasanın yükselişi büyük ölçüde Eylül ayında faiz indirimine dair beklentilerin bir tepkisi. Bu, piyasanın bu olumlu haberi önceden sindirdiği gibi. Bunu şöyle benzetebiliriz: Eğer size gelecekte bir zamanda şeker alacağınız söylenirse ve hatta biraz tatlı tadını almışsanız, gerçekten şekeri aldığınızda, belki de hayal ettiğiniz kadar harika hissetmeyeceksiniz.

Pazar genellikle insan doğasıyla çelişen özellikler gösterir. İşleyiş mantığı genellikle çoğu insanın sezgisel düşünme şekline göre gelişmez. Bu yüzden finansal piyasalarda, 'beklentiyi al, gerçeği sat' gibi stratejiler sık sık gündeme gelir.

Genel olarak, faiz indirimlerinin genellikle olumlu bir haber olarak görüldüğü doğru olsa da, piyasa tepkisi beklenmedik olabilir. Yatırımcılar aşırı iyimserlikten kaçınmalı ve piyasanın bu olumlu faktörü önceden fiyatlamış olabileceğini göz önünde bulundurmalıdır. Yatırım kararları alırken, yalnızca tek bir ekonomik gösterge veya politika değişikliğine dayanmak yerine, çeşitli faktörleri kapsamlı bir şekilde değerlendirmek önemlidir.